Eksik Dişlerin Yeri Neden Her Zaman Doldurulmalı?
25 Ağustos 2023Ramazan Ayında Ağız ve Diş Sağlığımız
25 Ağustos 2023Ağız Sağlığında Doğru işler
KORKULARIMIZIN ÜSTESİNDEN GELMEK
Bu ayki yazımda bizleri diş hekimine gitmekten alıkoyan, rutin kontrollerimizi aksatmamıza neden olan, tedavilerimizi sürekli erteleten ve bu erteleme sürecinde ne kadar ağrı çekersek çekelim yine de ‘sabrettiren’ önemli bir husustan bahsetmek istiyorum: DİŞ HEKİMİ KORKUSU…!
Çeşitli araştırmalara baktığımda ve bunu kendi klinik tecrübelerimle de birleştirdiğimde gördüğüm şudur ki toplumumuzun sayıca çok büyük bir kesimi bir şekilde, az veya çok, bu korkuya sahip. Ve işin ilginç olanı bunun belirli bir yaşı yok. Hatta bazen 4-5 yaşındaki bir çocuk koşa koşa kliniğe gelip gülerek, kahkahalar atarak tedavisini olup buradan ayrılırken; yan taraftaki odada tedavi için ikna edilmeye çalışılan 50 yaşlarındaki bir hanımefendinin korkudan ağlayışlarına şahit olabiliyoruz.
Peki bizi bu kadar korkutan nedir? Genellikle bu korkunun oluşmasında sebep olarak kişinin geçmiş kötü deneyimlerini görüyorum. Kişi önceki muayene veya tedavi süreçlerinde hekiminden kötü veya soğuk bir muamele görmüş olabiliyor. Ayrıca en çok karşılaştığım sebep olarak şunu söyleyebilirim ki: tedavi sürecinde veya sonrasında, bir komplikasyon olarak, yaşanan ağrı deneyimi. Bu kötü tecrübeler bir sonraki tedavilerde de aynı şekilde tekrarlayacak hatta daha kötüsü olacak endişesi bilinçaltına yerleşerek bu korkuya dönüşmekte. Bunun yanı sıra başkalarının başına gelen kötü deneyimleri duymak, dinlemek de bu korkuyu tetikliyor. Buna, tedavi öncesi sosyal medyada dolaşan ve hekimlerin izlemesi için çekilmiş tedavi-ameliyat görüntülerini izlemek de eklenebilir. Bu korku sonradan yerleşebildiği gibi çocuklukta da yerleşiyor bazen. Bunun da toplumumuzdaki en yaygın sebebi çocukları doktorla, diş hekimiyle, iğneyle korkutan ebeveynleri veya büyükleridir. Bazen kliniğimde bile şahit oluyoruz. Annesi çocuğu uslu durup beklesin diye “uslu durmazsan doktor abiye söylerim dişini çeker” diyebiliyor. O çocuk korkmasın da ne yapsın?
Korkudan yeterince bahsettim, şimdi bunu nasıl aşabiliriz onu anlatmak istiyorum. Her şeyden önce güvenebileceğiniz ve kolay iletişim kurabileceğiniz bir hekim bulmalısınız. Muayene olmaktan kaçmak, tedaviyi sürekli ertelemek yerine bu süreci hangi hekimle aşabilirim diye düşünmek gerekir. İyi bir sinerji bu işin olmazsa olmazlarındandır.
Şiddetli olmayan korkunun giderilmesinde kişisel olarak yapılabilecek bazı şeyler var. Mesela kliniğe gelirken beraberinizde sizi rahatlatacak sevdiğiniz bir obje getirebilirsiniz; bu sevdiğiniz bir kitap olabilir veya o anda sevdiğiniz bir şarkıyı dinlemek. Size destek olabilecek güvendiğiniz bir yakınınızı veya arkadaşınızı da refakatçi olarak getirmek ciddi bir rahatlama ve güven sağlar. Tedavi öncesi yapılacak nefes egzersizleri de buna yardımcı olur.
Daha ileri korku seviyelerindeyse bir uzmandan psikolojik destek almak iyi bir seçenek olabilir. Bazen tedavi öncesi rahatlatıcı ilaçların alınması da önerilebiliyor. Bunların yanı sıra biz diş hekimlerinin klinikte uygulayabildiğimiz bazı yöntemler de mevcut. Hipnoz bunların başında gelmekte. Alternatif olarak tedavi sırasında bir anestezi uzmanı tarafından uygulanan bilinçli sedasyon yöntemi de bir çözüm olarak bulunuyor. Bu, hastanın süreci hiç hatırlamadığı dolayısıyla korkulu bir tecrübe yaşamadığı, daha konforlu bir yöntem.
Kısaca anlatmak istediğim; evet böyle bir gerçek var, tedavi olmaktan korktuğumuz için bundan kaçıyoruz. Ancak çözümü de var. Kendiniz için iyi olanı seçmek sizin elinizde. Ve bu mücadeleyi verirken yalnız değilsiniz. Size destek olabilecek güler yüzlü hekimler ve uygulanabilecek birçok yöntem var.
Yeter ki o ilk adımı atın ve geç kalmayın…